...

Mokissos Heritage: Bir Geç Antik Çağ Kompleksini Yeniden İnşa Etmek

Roma Dönemi Nekropolisi

ROMA DÖNEMİ NEKROPOLİSİ

Mokisos’taki arkeolojik kalıntılar arasında bir Roma dönemi nekropolisiyle (antik mezarlığı) ilişkili çok sayıda anıtsal mezarı yer alır. Bu pagan (çok tanrılı inanca mensup) nekropolisi 6. yüzyıldaki Doğu Roma kentinin kuruluşundan önceki döneme aittir. Bugüne kadar 50 tanesi tespit edilen Roma mezarları esasen doğu tepenin doğu ve kuzey yamaçlarında, tepenin üstünde, ana vadinin güney kısmında ve akropolis tepesinde yer alır. Bu nekropolis olasılıkla yakın civarda, belki de bugünkü Helvadere’nin altındaki ya da onun biraz batısındaki bilinmeyen bir antik kentin mezarlığı olmalıdır. Bir kaç istisna dışında, Roma dönemi mezarları büyük ve düzgün kesme taş bloklarıyla inşa edilmiş ve bir tümülüs oluşturacak şekilde üzerleri suni bir tepecikle örtülmüştür. Mezar odası oldukça sadedir, genellikle dikdörtgen planlı ve tonoz örtülü, U harfi şeklinde duvarlara bitişik üçlü ölü yatağına sahiptir. Giriş bazen kısa bir koridordan (dromos) yapılır, ya da basit kapı şeklindeki düzgün bir oyuğa indirgenmiştir.

 

6. yüzyıl Bizans kentinin inşa faliyetleri sırasında Roma mezarlarının dönüşüm ve tekrar kullanım sürecini tam olarak anlamak zordur, ancak mezarların bu dönemden çok öncesinde mezar soyguncuları tarafından talan edilmiş olduğunu farz edebiliriz. Her ne kadar bu Roma mezarlarının günümüzde muhafaza edildikleri şekliyle Bizans döneminde nasıl kullanıldıkları tam olarak anlaşılamasa da, çoğu olduğu gibi bırakılmış ve olasılıkla depo, saklama odaları olarak hizmet etmiş, ancak bazıları sökülerek taşları inşa malzemesi olarak kullanılmıştır. Bir çok örnekte de sadece temel izleri burada pagan mezarlarının varlığını bizlere hatırlatır.

 

Bu Roma dönemi anıt mezarların bazıları dönüştürülerek Hıristiyan gömüleri olarak kullanılmıştır. Mokisos’un İmparator I. Iustinianos tarafından tekrar inşa edildiği zamanda Hıristiyan mezarlarının kentlerin içindeki konut alanlarında mezarlık bulunması yasaklanmıştı. Dolayısıyla çok tanrılı inanca ait mezarlardan Hıristiyan gömülerine dönüştürülen bu mekanların 6. yüzyıl evleriyle aynı dönemde kullanılmış olduklarını farzetmek mümkün değildir. Yine de, o dönemde bu yasak aşamalı özellikle de kilise yapılarıyla ilgili olarak kaldırılmaya başlanmış, ve kent içinde bulunan kiliselerin parçası olan anıtsal mezarlar çoğalmaya başlamıştır. Mokisos’taki Kemerli Kilise’nin arkasında bulunan tonozlu yapı bu anıtsal mezar yapısı geleneğinin 6. yüzyılda henüz devam ettiğine şahitlik etmektedir. Bağımsız ya da kiliseler bünyesindeki anıtsal mezar yapılarının inşasının Bizans döneminde Anadolu’da ne zaman sona erdiğini söylemek güçtür.