KONUTLAR VE KUZEY MAHALLESİ
Mokisos’un en ayırt edici özelliği sivil mimari dokusudur. Kısmen korunmuş 1000’den fazla konut, Geç Antik ve Erken Orta Çağ dönemlerinde (4.–7. yüzyıllar), Mokisos’taki ve daha geniş anlamda Kapadokya’daki sosyal ve ekonomik hayatın canlılığını kesin olarak bize hatırlatırlar. Elbette Viranşehir yerleşimi konut mimarisinde tek değildir: Kilikya (Antik Çağda Çukurova), Likaonia (Antik Çağda Konya ve çevresi), Suriye ve başka bölgeler de benzer örnekler barındırır. İnşa tekniği açısından Mokisos’la en yakından karşılaştırma Konya yakınlarındaki Karacadağ’da bulunan Dağören ve Gölören yerleşimleridir. Bu yerleşimler Mokisos’la aynı döneme tarihlendirilebilir ve 7. yüzyılda savunma amacıyla kurulmuş kentlerin ortak özelliklerini yansıtır. Buna rağmen, Bizans dünyasının başka bir yerinde, nüfus yoğunluğu ve konut mahallerininin büyüklüğü ve yaygınlığı anlamında Mokisos’un eşi benzeri yoktur.
Mokisos’taki konutları mimarı plan tiplerine göre iki grupta sınıflandırabiliriz: düz çatılı binalar ve tonozla ya da kubbemsi tonozla örtülü yapılar. Düz çatılı yapıların büyük bir bölümü tek mekandan oluşur, pencereler seyrektir ve giriş tek bir kapıdan yapılır. Evler sıralar halinde inşa edilmiş ya da birimler halinde gruplandırılmıştır ve ortak duvarları paylaşırlar. Kubbeli ya da kubbemsi tonozla örtülü evler neredeyse her zaman bitişik iki duvar örgüsüne sahiptir ve içteki duvar sırası tonoz başlangıcını taşır. Kubbeli evler bir kemerin birleştirdiği iki ayrı dörtgen mekandan oluşur. Bu ikiz mekanlar çoğunlukla, dış kapılar ve koridorların bir araya getirdiği, yan yana sıralanmış 2 ya da 3 paralel birim halinde bir arada bulunur. Ağır yapıları nedeniyle kubbelerin boyutları küçüktür. Bugünkü halleriyle kubbeli evlerin penceresiz olarak tasarlanmış olduğunu varsayabiliriz ve büyük ihtimalle sadece kubbenin merkezindeki bir açıklık mekanın doğal ışık almasını sağlıyordu.
Başlıca inşaat malzemesi çevre tepelerin yamaçlarındaki taş ocaklarından çıkartılmış rengi kırmızıdan gri ve siyaha çalan yerel bazalt taş bloklarıdır. Volkanik tüf yumuşak yapısı nedeniyle daha kolay çalışılabilen bir malzemedir ancak inşaat için uygun değildir ve Mokisos’ta sadece kesme taş duvarların ortasında harçla beraber dolgu malzemesi olarak kullanılmıştır. Volkanik tüf vadi tabanından çıkartılmış olmalıdır. Bir çok noktada konutlar duvar örgüsüne dahil edilen devasa doğal kayaların üzerine inşa edilmiştir. Yamaçlardaki evlerin duvarları çok büyük ve doğal halinde bırakılmış taş bloklarında oluşur. Kapadokya’daki başka Bizans yerleşimlerinde de karşımıza çıkan ‘Kuru duvar’ tekniği olarak adlandırılan bu yapım tekniğinde taş blokları bağlayıcı bir harç olmadan bir araya getirilir: bağlayıcı harçlı moloz sadece kiliseler ve sarnıçlardaki düzgün kesme taş sıralarının arasındaki boşluklarda kullanılmıştır. İşlenmemiş doğal taşlarla inşa edilen Mokisos’taki konutlarda düzgün kesme taş blokları sadece kapı söveleri ve lentolarıyla dış duvarların köşe bloklarında karşımıza çıkar.
Çok daha küçük boyutlu taş bloklarıyla da olsa, hemen hemen aynı yapım teknikleri ve mimari plan tiplerindeki düz çatılı evlerin inşası İç Anadolu’da 1940’lı ve 50’li yıllara kadar devam etmiştir.